HIFU (fokuslu ultrason) yüksek yoğunluklu ses dalgalarının kullanılması ile gerçekleştirilen yüz germe ve gençleştirme yöntemidir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak yüz dokusunun zaman içerisinde deforme olduğu fark edilir. Özellikle güneş ışığına maruz kalanlarda veya yaşlanma sürecinde olanlarda bu tarz deformeler daha sık görülür. Bahsi geçen bu fokuslu ultrason uygulamasında ise asıl amaç cilt yüzeyine herhangi bir zarar vermeden yalnızca cilt altında yer alan kolajen üretimini harekete geçirmektir. Yapılan bu uygulama ile birlikte yaşlanma etkilerinin tamamı tersine çevrilir ve kişinin cildinin çok daha genç olması sağlanır.
Ameliyatsız bir yöntem olması ile bilinen HIFU, yaşlanmaya bağlı olarak gelişen deformasyonların yanı sıra fazla kilo alıp verme, güneşe maruz kalma gibi nedenlerden dolayı cilt sorunu yaşayan kişiler için de bu yöntem tavsiye edilir.
HIFU, cerrahi işlem olmaksızın yüz bölgesinin toparlanmasını ve çok daha genç görünmesini isteyen her birey için uygun bir cilt gençleştirme yöntemidir. Cildin işlem için uygunluğuna uzman hekim tarafından yapılan konsültasyonda karar verilir.
HIFU uygulaması için kişinin vücut gelişiminin henüz tamamlanmış ve 18 yaşından büyük olması beklenir. Bu yaş altındaki kişilere uygulama yapılması önerilmez.
HIFU uygulaması form kaybına uğramış yağ tabakası bulunan vücudun tüm bölgelerine rahatlıkla uygulanabilir.
Bu uygulama aşağıdaki durumlarda uygulanmamaktadır;
Diğer yüz gençleştirme yöntemlerinden oldukça farklı bir sürece sahip olan HIFU, ameliyat veya herhangi bir cerrahi müdahale gerekmeksizin hastaya uygulanır.
Fokuslu ultrason uygulamasında asıl amaç cildin farklı katmanlarına ultrason enerjisinin derinlemesine gönderilmesidir. SMAS olarak tanımlanan dokunun epidermis ve derin dermis katmanlarına yaklaşık 60-70 derece milimetrik noktasal ısı enerjisi gönderir. Bu yöntemle cilt dokusu altındaki katmanlara ulaşılarak kolajen üretimi tetiklenir.
Cerrahi bir işlem olmayan HIFU uygulaması ağrısız, konforlu bir uygulamadır. İşlem sonrası kişi günlük hayatına dönüş yapabilir. FDA onaylı bu uygulama tek seanslıktır ve etkinliği yaklaşık 2 yıldır.
Cilt yüzeyine zarar vermeden yalnızca cildin alt katmanlarına etki eden fokuslu ultrason sonrasında kişinin cilt bakım rutinine devam etmesinde ve kozmetik ürün kullanmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
HIFU, kolay ve pratik bir işlem olmakla birlikte hastalar için birden fazla avantaj da sunmaktadır. Cilt gençleştirme ve cilt deformasyonlarını tamir etme amacıyla uygulanan bu yöntemde hastaların kısa sürede etki alabilmesi ve aynı zamanda işlemden memnun kalabilmesi için pek çok avantaj bulunmaktadır.
Günümüzde pek çok dermatolog tarafından da belirli durumlarda önerilen bu fokuslu ultrason yönteminin sahip olduğu avantajlar şöyle sıralanabilir.
Sıralanan bu avantajlara bakıldığında HIFU yönteminin diğer seçeneklere kıyasla daha avantajlı olduğunu görülmektedir.
Kolajen üretiminin azaldığı ve buna bağlı cilt deformasyonları yaşanan durumlarda bu uygulamadan yararlanılabilir.
Fokuslu ultrason uygulaması esnasında acı eşiği düşük olan kişilere ilk olarak anestezik etkilere sahip olan krem ve diğer solüsyonlar uygulanır. Uygulanan bu krem ve solüsyonlar, tedavi sırasında duyulacak olan acının ciddi ölçüde azalmasını sağlar. Ancak yine de hastalar işlem sırasında iğne batmasını hisseder.
HIFU olarak da tanımlanan bu cilt gençleştirme yöntemi, teknolojik bir uygulamaya sahiptir. İşlem sırasında kullanılacak olan araçların tecrübesiz kişiler tarafından uygulanması son derece tehlikelidir. Bu nedenle HIFU işleminin uzman hekimler tarafından uygulanması gerekir. FDA onaylı olması da bu seçeneğin son derece güvenilir olduğunu kanıtlamaktadır.
Cilt gençleştirme amacıyla uygulanan HIFU seçeneği, diğer yüz gençleştirme için uygulanan tedavi seçeneklerine kıyasla daha fazla tercih edilen ve tavsiye edilen bir uygulamadır. Fokuslu ultrason yöntemi, sonuca odaklı bir işlemdir.
Günümüzde yüz gençleştirme adına önerilen ve uzmanlar tarafından uygulanan bu işlemde, cildin daha canlı, sıkı ve genç görünmesini sağlanır. Fokuslu ultrason sayesinde görülebilecek bu etkiler şu şekilde sıralanabilir:
• Cilt altındaki kolajen üretimi tetiklenir ve cildin daha parlak görünmesi sağlanır.
• Hafif ve orta derece cilt sarkmalarında etki gösterir.
• Kaşları kaldırarak kişinin daha genç görünmesini sağlar.
• Boyun bölgesi ve çene kenarındaki sarkmaların toparlanmasına yardımcı olur.
• İnce kırışıklıkların gözle görülür düzeyde azalmasını sağlar.
• Ağız ve burun kenarındaki çizgilerin silik görüntüsünü ortadan kaldırır.